Zorunlu bağış protestosu
Yeni öğretim yılının başlamasıyla beraber çocuğunu Sultanbeyli Kız Teknik ve Meslek Lisesi’ne kaydettirmek isteyen Arzu Yıldız Sancak’a okul idaresi tarafından kayıt parası vermesi dayatılmış, parayı vermeyi reddeden Sancak çocuğunun kaydını yaptıramamıştı.
Sancak Ailesi tarafından okul önünde gerçekleştirilen basın açıklaması ise polis terörünün hedefi olmuştu. Aile fertleri gözaltına alınmıştı.
Eğitim Sen 5 Nolu Şube 12 Ekim günü Sancak Ailesi’nin mücadelesini sahiplendiğini göstermek ve birçok okulda uygulanan bu zorunlu bağış sistemini teşhir etmek amacıyla Sultanbeyli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem gerçekleştirdi. Sancak Ailesi’nin de yer aldığı eyleme Devrimci Liseliler Birliği ve BDSP destek verdi. DLB paralı eğitim sistemini teşhir eden dövizler taşıdı.
Basın metnini Eğitim Sen 5 Nolu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan okudu. Son dokuz yıl içinde eğitim bütçesinden yatırımlara ayrılan payın dört kat azaldığına dikkat çeken Aydoğan, yoksul halk kesimlerinin çocuklarının eğitim maliyetini üstlenmek için daha fazla yükümlülük altına girdiğini sözlerine ekledi.
Aydoğan şunları söyledi: “Velimiz Arzu Yıldız Sancak da böyle bir sorun yaşamıştır. Sorunu paylaştığı yetkililer, sorunu çözmek yerine basın açıklaması yapmak isteyen velimizin, polis çağırarak gözaltına alınmasını sağladı. Her yurttaşın sorunu basın yolu ile duyurma hakkı vardır. Velimize yapılan büyük bir hukuksuzluk ve vicdansızlıktır. Bizler Eğitim Sen olarak kayıt parası, bağış, diploma parası, temrin ücreti vb isimler altında okullarda para toplanmasına, eğitimin paralılaştırılması uygulamasına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu mücadelede yanımızda olan velimize de sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
Eylem atılan sloganlarla sona erdi.
Kızıl Bayrak / Ümraniye
Eğitimde gericileşme derinleşiyor
Eğitimin içeriğinden, öğrencilerin tutum ve davranışlarına kadar gericilik dayatılıyor. Evrim teorisinin dıştalanması, dinsel öğelerin ders kitaplarını doldurması ya da kadın ve erkek öğrencilerin yakınlaşmasının yasaklanması gibi uygulamalarla gericilik derinleştiriliyor. Yakın zamanda gündeme gelen bir dizi uygulama şöyle:
“1 metre yasağı”: Antalya Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, kız ve erkek öğrencilerin, herhangi bir nedenle konuşmak veya ders arasında sohbet etmek için bir araya geldiğinde, yönetimin belirlemiş olduğu ‘1 metre’ sınırına dikkat etmesini istedi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne göre bu mesafenin altındaki yakınlaşmalar “cinsel istismar” nedeni sayılacak.
Derslere imamlar giriyor: İzmir Karabağlar ilçesinde Rakım Erkutlu İlköğretim Okulu ve Eşrefpaşa Lisesi olmak üzere birçok okulda pedagojik formasyonu olmayan imamlar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine giriyor. Buna gerekçe olarak da öğretmen açığı sorunu gösteriliyor.
Öğrenciler derse türbanla giriyor: Konak ilçesinde 26 Ağustos Yeşiltepe İlköğretim Okulu’nda, Buca ilçesinde Atatürk İlköğretim Okulu’nda, Menemen ilçesinde Menemen 100. Yıl İlköğretim Okulu’nda öğrenciler derse türbanla girebiliyor.
Kutlu doğum haftası kutlamaları: Milli Eğitim Bakanlığı, Kutlu Doğum Haftası’nı ilköğretimde kutlanacak gün ve haftalar kapsamına aldı. Devlet her inanca eşit mesafede durması gerekirken, bu kutlamalara öğretmen-öğrenci katılımını zorunlu kılındı.
İzmir’de zorunlu cami gezileri: Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle Konak Kaymakamlığı Konak Müftülüğü’nün talebi doğrultusunda ilköğretim öğrencileri, öğretmenler nezaretinde cami ziyaretleri gerçekleştiriyor. Öğretmenlere, ziyaret notlarını forma işleyerek müftülüğe gönderilmesi dayatılıyor.
Eğitim Sen’den açıklama
Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Abdullah Tunalı ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Tüm bu yaşananların laik eğitime karşı yürütülen topyekûn bir mücadelenin parçası olduğunu biliyoruz. Laik ve bilimsel eğitimin gereği dini gün ve haftaların okullarda değil inanç merkezlerinde kutlanmasını, Konak Kaymakamlığı emrinin iptali ve tekrarlanmamasını, öğretmen yerine imam görevlendirmelerinin derhal iptal edilmesini, ilköğretim okullarında yaşanan türban sorununun pedagoji ve psikoloji bilimi rehberliğinde laik eğitim çerçevesinde çözümünü talep ediyoruz.”
Kızıl Bayrak / İzmir
Liselilere işkence
Sermaye devleti liseleri karakola çevirirken 7 Ekim günü İstanbul Gülsuyu’nda bulunan Ertuğrul Gazi Lisesi’nde yaşanan polis saldırısı, polis teröründe son nokta oldu.
Geçtiğimiz gün Ertuğrul Gazi Lisesi’nde gerçekleştirilen Che anmasına yönelik polis terörünü 7 Ekim günü protesto etmek isteyen liselilere saldıran polis birçok öğrenciyi de gözaltına aldı.
Gözaltı sırasında liselilere azgınca saldıran polis, karakolda da işkenceye devam etti. Polis liselilere elektrikli coplarla saldırdı ve yoğun biber gazı kullandı. Kadın öğrencileri saçlarından tutarak sürükleyen polis aralarında ETHA muhabiri Çağdaş Küçükbattal’ın da olduğu 16 kişiyi gözaltına alarak Şehit Saffet Okumuş Polis Merkezi’ne götürdü.
Saldırı sırasında 16 yaşındaki D.K. bacağından yaralandı, Ruşen Ali Kesgin adlı gencin de boynuna elektrikli copla vuruldu. Karakolda ise Anıl Taylan Topal adlı gencin kırık olan ayağına özellikle vurulduğu kaydedildi. Diğer öğrenciler de tekme tokat dövüldü.
Gözaltılar dün gece serbest bırakılırken, karakol önünde bekleyen aileler ile polis arasında gerginlik yaşandı. Çocuklarına işkence yapıldığını gören aileler polise tepki gösterdi.
Esenyurt’ta Che anması
Esenyurt Devrimci Liseliler Birliği (DLB), 9 Ekim günü Che anması gerçekleştirdi.
Che, Marks, Engels ve Lenin resimleriyle donatılan salonda sahne arkasına “Devrime adanmış bir yürek… Ernesto Che Guevara. Ölümünün 44. yılında saygıyla anıyoruz” şiarlı Devrimci Liseliler Birliği imzalı ozalit asıldı.
Anma etkinliği saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşu esnasında Adnan Yücel’in “Biz kazanacağız” şiirinin bir bölümü okundu. Ardından “El Che” belgeselinin gösterimine geçildi. Sinevizyonun ardından gerçekleştirilen sunumda burjuvazinin, CHE’nin kitleler üzerindeki etkisini yok etmek için onu matelaştırmaya çalıştığı, bir maceraperest olarak yansıtmaya çalıştığı ifade edildi. Şunlar söylendi: “Liseli devrimciler olarak Che’nin metalaştırılmasına izin vermeyeceğiz. İşçi sınıfının yolunda bu topraklarda ve dünyada devrimin zaferine kadar mücadelemizi yürüteceğiz. Bizi bitirmeyi başaramayacaklar”
Ardından Esenyurt İşçi Kültür Evi Şiir atölyesinin şiir dinletisine geçildi. “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” ve “Güneşi içenlerin türküsü” şiirleri okundu.
Şiir dinletisinin devamında Esenyurt İşçi Kültür Evi Müzik Atölyesi çalışanları devrimci marşlarıyla sahne aldı. Müzik dinletisinin son kısmında hep beraber, yumruklar sıkılı bir şekilde “Çav bela” marşı söylendi.
Ardından 15 dakikalık bir ara verildi. Aranın ardından bir emekçinin sunduğu Pablo Neruda’nın şiiriyle etkinlik devam etti.
Sonra Devrimci Liseliler Birliği (DLB) adına bir konuşma gerçekleştirildi. Konuşmada kapitalist devletin onun düşüncesine muhalif olanlara her zaman saldırdığını, vahşice katlettiğini, bugün okullardaki disiplin ve güvenlik uygulamalarının bunun bir açık kanıtı olduğunu söyledi. Fabrikalarda, okullarda baskıların artarak devam ettiğini ancak baskıların sökmeyeceğini, Che’lerin, Denizler’in, Mahirler’in, İbrahimler’in, Habipler’in, Haticeler’in, Ümitler’in, Alaattinler’in yoldaşlarının onların uğruna ölümü karşıladığı bu mücadeleyi yükseltmeye devam edeceklerini belirtti. Etkinlik örgütlü mücadeleyi büyütme çağrısı ile son buldu.
DLB / Esenyurt
|